Hazarlar Kimdir?

[Resim: attachment.php?aid=119]
Hazarlar, genelde KPSS sınavına hazırlanan memur adaylarınca tanınan ve “Musevi” olarak bilinen tek Türk devletidir. Genel olarak halkın kökeni, şehirleri, yönetim yapısı, ticaretleri tam olarak anlatılmaz. Bu aradığım ilk araştırmaya başladığımda ne basite indirgeyen bir kitap, ne de aradığım sorulara cevap bulamadım. Bu yazımda ise, aradığı sorulara cevap bulmaya çalışan elindeki güncel bilgilere göre Hazarlar devletini tanıtmaya çalışan bir tarih severin gözünden Hazarlar’ı tanıyacaksınız.

Hazarlar'ın Ortaçağda Yaptıkları
  1. Kafkasların kuzeyindeki Arap istilalarına son vermeleri
  2. Dünyanın en büyük ticaret merkezini kurmaları
  3. Macar Kültürü ve ilk hükümet sistemi üzerindeki etkileri
  4. Cam işletme teknolojisini yaymaları

Hazarlar’ın Kökeni
Hazarlar ağırlıklı olarak Türk’tür diyebiliriz. Yunanlı tarihçi Theophanes (725 - 818), Hazarları “doğudan gelen Türkler” olarak ifade eder. Süryani efsaneleri Hazarları “Khazarig” olarak adlandırmış ve atalarını ise Bulgar olarak belirtmiştir. Türklerle ilgili efsaneler incelendiğinde Hazarları, Oğuzların, Avarların, Sabirlerin kardeşi olarak tanımlamaktadır. Tüm bu anlatılanlara bakıldığında Hazarlar, Orta Asya steplerinden veya Ural Dağlarından gelmişlerdir.

Göçebe Türk toplumları gibi Hazarlar, ırksal ve etnik kökenler olarak karışık bir toplumdur. Bazıları Doğu Asya ırklarına benzer şekilde, çıkık elmacık kemikli, geniş yüzlü ve çekik gözlü; diğerleri ise Avrupalı ya da Orta Doğululara benziyordu. Bu durum Türk kökenli olmayan farklı grupların Türkleşmesi veya Türkçeyi anadili gibi benimsemesi gibi bir süreç olarak düşünmekteyim.

Ayrıca, al-Istakhri (? - 957), Hazarların saçlarının siyah olduğunu söylemekte, koyu renkli tenli olanları “Kara Hazarlar”, açık tenli, yakışıklı ve güzel olanları “Ak Hazarlar” olarak ayırmaktadır. Bunu ırksal olarak değil, sosyal olarak ayırmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi aşağı tabaka Kara Hazarlar, soylu sınıfı ise Ak Hazarlardır.

Tabi köken konusunda birçok teoriler bulunmaktadır. Özellikle 19.yy. tarihçileri Hazarları, Türkler, Tatarlar veya Macarlar ile bağdaştırmasına karşın; Dieter Ludwig, Hazarları Sibirler ile birlik kurmuş Akhun; W. B. Walsh ise Hazarları Gürcüler ve Ermenilerle akraba; 1929-1953 yılları arasındaki Sovyet tarihçi ve arkeologlar Hazarları Kuzey Kafkasya’nın yerli halkı; Lev Gumiyev, Hazarları “Türkleşmiş” Dağıstanlı; Vladimir Minborsky, Hazarları Hazar-Türk lider önderliğinde bir araya gelmiş olan Güney Rusya’daki yerel kabileler olarak nitelendirmektedir.

Genel olarak bakıldığında Türki halklarının soyu Nuh peygamberin oğlu Yafes’e kadar dayandığına inanılmaktadır. Nuh peygamberin Tevratta geçen soy ağacına baktığımızda Nuh Sağ ok Yafes Sağ ok Gomer Sağ ok Togarmah’a bağlanmaktadır. Hazarların 7’nci Kralı Joseph’te, Hasdai ibn Shaprut’a cevaplarında bundan bahsetmektedir.

[Resim: attachment.php?aid=118]

Eldad ben Mahali ha-Dani, Simeon klanı ile Menasheh klanının bir kısmının, “Hazar Ülkesi”nde yaşadıklarını ve aralarında bazı Müslüman ulusların da bulunduğu 25 krallığı vergiye bağladıklarını yazmaktadır.

Jerahmeel ben Solomon’un derlediği belgelerden bir tanesinde Dan klanının yerleşmiş olduğu ülkede deniz ticareti yapan, Elchanan ben Yoseph’in yazdığı “Tüccar Elchanan’ın Günlüğü”dür. Bu günlükte, Judah klanı ve Simeon klanının, “Khasdim Ülkesi”nde çadırlarda yaşadığını ve aralarında Müslümanlar ile İbrahim’in ikinci karısı Keturah’ın torunlarının da bulunduğu 25 krallıktan vergi aldıklarını ifade eder. Bunlar, Yahudi olmayan uluslarla savaşan maharetli okçular ve kılıç ustaları olarak tanımlanan, İbranice, Yunanca, ve Togarmah (Türki) dillerini konuşuyor ve Torah (Tevrat), Talmud (Yahudi medeni kanunu, tören kuralları ve efsaneleri kapsayan dini metinler), Mishnah (Yahudilik’in medeni ve ceza hukuku olan Talmud’un ilk bölümü), Agadah (Talmud’da bulunan ve Torah’ın rabbinik yorumuna dayalı olarak etik ve moral değerleri konu edinen bölümü) hakkında bilgi sahipleridir. Elchanan, Hazarları Museviliği kabul etmekleri için ikna eden, Dağıstan ve Azerbeycanda yaşayan Yahudiler olduğunu ifade etmektedir.

Arap seyyah ibn Fadlan, "Gog ve Magog, Hazarlardır!" yazmıştır. Druthmar, Büyük İskender'in Hazarları kuşattığını; fakat Hazarların kaçtığını anlatır. Bu anlarımı, İskender'in tehlikeli ve ahlaksız ulusları -Gog ve Magog kim diye açıklamak gerekirse; Gog, döneme bakarsanız "Ak Hunlar", Magog ise "Gotlar veya İskitler" olarak düşünülmekte- etrafını sularla çevirerek hapseden bir kahraman olarak anlatılan efsaneye nazaran söylemiştir.

Ortaçağ Almanya'sında ortaya çıkmış olan "Kızıl Yahudiler" terimi, kızıl saç ve kızıl sakal, Ortaçağ Almanya'sında namussuz ve sahtekar kişileri simgelediği için seçilmiştir. Kızıl Yahudiler, Alman yazılarında ilk olarak, Albrecht von Scharfenberg'in on üçüncü yüzyıl sonlarında yazdığı, Der Jüngere Titurel adlı kitabında ortaya çıkmışlardır. Kızıl Yahudiler Gog ve Magog adında iki yüksek dağın arasına hapsetmişlerdir. Bu yahudiler savaş yanlılarıydı ve Hristiyan dünyası için askeri bir tehditti. Bu yahudilerin aynı zamanda, gezginlerden ağır vergiler alan çirkin ve korkunç görünüşlü insan olduklarını; Ludger von Braunschweing ise bu anlatılanlara ek Büyük İskender "Caspian Dağlarına" geldiğinde Kızıl Yahudiler ve on İsrail kabilesi ile karşılaştığını, bu topluluğun dağlar tarafından kısmende olsa kuşatıldığını ve hapsedildiğini, ayrıca bu topluluğun iki altın buzağıya taptığını görmüş; onların etrafını kazıklarla yaptırmayı düşündüğü duvarla çevreleyerek kapatmak istemiştir. Tabi Hristiyanlara göre İskender'in buraya hapsetmeye çalıştığı topluluk, dünyanın sonu geldiğinde ortaya çıkacak olan Gog ve Magogdur.

Burada bir not düşeyim; Yukarıda bolca Gog ve Magog kabilesinden bahsetim. Burada Gog ve Magog, İslamiyet inancıda Yecüc ve Mecüc'e denk gelmektedir. Yecüc ve Mecüc kıyametin büyük alametlerinden biri olup Kuran-ı Kerim'de Yecüc ve Mecüc'ün tepeleri aşıp gelecekleri ve yeryüzünde fitne çıkaracakları yazılıdır. İblis'in soyundan gelen bu iki varlık, Hz. İsa tarafından yok edilecektir.

Hristiyan, Yahudi ve Arap topluluklarının çoğu Gog ve Magog'u (Yecüc ve Mecüc'ü) Hazarlar için değil genel olarak Türkler için kullanmıştır. Bunun en temel nedeni Ergenekon Destanında anlatılanlardır. Malumunuz Göktürkler'in türeyişi anlatır. Tatarlarla savaşta yenilen Türkler, Ergenekon adlı bir bölgeye yerleşerek burada 400 yıl kadar yaşar. Nüfus kalabalıklaşıp bölgeye sığmadıkları için bölgeden çıkmaz isterler. Buraya bir geçitten gelmişlerdir ancak geçitin kimse nerede olduğunu bilmez ve o geçiti bulamazlar. Göktürkler boy içinde bulunan demircinin teklifi üzerine dağın demir kısmını eritilerek yol açabileceğini söylemesi üzerine demirin bulunduğu yere bir sıra odun bir sıra kömür dizerek ateş yakarlar. 70 yere konulan 70 körükle bu odun ve kömürleri yakarlar ve körüklerler. Burada bir geçit açarlar bu geçit yüklü bir deve geçecek kadardır. Daha sonra İl Han'ın soyundan gelen bu Türkler yeniden güçlü bir boy olarak eski vatanlarına döner. Atalarının intikamını alırlar.

Temel olarak korkulan şeyde budur. Artık "Türkler dışarıda ve sonumuz geldi!" düşüncesidir.


Hazarlarla Bağları
M.Ö. 3.yy.da, Teoman tarafından İç Asya'da kurulan Hun İmparatorluğu, Teoman'ın oğlu Metehan'ın saltanatı süresince en güçlü ve en geniş haline ulaşmıştı, ancak imparatorluk, M.S. 1.yy.ın ortalarında, Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrıldı. Kuzey Hunları, 93 yılında Moğollar tarafından büyük bir bozguna uğratıldıktan sonra, batıya doğru çekilmeye başladı. Bu kaçış "Kavimler Göçü"nü başlattı.

Kavimler Göçü (375)
[Resim: attachment.php?aid=121]
Asya Hun devletinin ikiye ayrılması sonucu; Çin ve Moğol baskılarıyla baş edemeyen Kuzey Hunları başında bulunan Balamir ile birlikte Hazar ve Kara denizin kuzeyinden Avrupa’ya doğru göç etmiştir. Hunlar göç sırasında karşılarına çıkan ve birçoğu Germen olan devletleri (Gepitler, Saksonlar, Vandallar, Franklar, Ostrogotlar, Vizigotlar, Burgondlar vb.) yenerek yerlerinden etmiştir. Yenilen germenler Roma topraklarına göç etmiştir. Bu büyük göç dalgası “Kavimler Göçü” olarak isimlendirilmiştir.


Hunlar Balamir önderliğinde, 380'li yıllarda aşağı Don Havzası'nı ve Azak Denizi'ni çevreleyen bölgeyi ele geçirerek, batıya, Güney Rusya içlerine ve Kırım'a yerleştiler. Priscus'un aktardığına göre Karadeniz yakınlarında yaşayan Akatzirlerin, Hun hakimiyeti altında olduklarından bahsetmektedir. Akatzirlerinde pekala Hazarların ataları olmaları mümkündür.

Hazarlar, 60 yıldan fazla bir süre batıya göç eden Türkler tarafından yönetilmiştir.

Batı Göktürklerin Dağılması ve Bağımsız Hazar Krallığının Kuruluşu
Batı Göktürk Kağanlığı, en önemli Türk kağanlarından biri olan Bumin Kağan'ın kardeşi İstemi Yabgu tarafından 552 yılında kuruldu. İstemi Yabgu soyu Asena klanına dayanmaktaydı.

Bu geniş imparatorluğun merkezi Balkaş Gölü kıyısında yer almaktaydı. Daha sonra sırasıyla Volga (İtil) Bulgarları, Sabirler, Onogurlar ve Alanların yönetimini ele geçirip sınırlarını büyüttüler. Tahminen Hazarlar da 565-575 aralığında Batı Göktürk Kağanlığının egemenliği altına girdi. Tabi şu soru akla gelebilir Batı Hunları mı oluyor Batı Göktürkler? Tabiki hayır, 576-578 yıllarında Batı Hunları (Avrupa Hun Devleti) da Batı Göktürklerin egemenliğine altına girdi.

İstemi Yabgu tarafından kurulan bu devletin bir çok siyasi hareketi olmuştur ancak en çok bilineni, İpek yolu mücadelesidir. Sasani ittifakı ile Akhunları devirmiş, daha sonrasında ise Sasanileri yok etmek için Bizanslar ile ittifak yapılmış fakat başarıya ulaşılamamıştır.


[Resim: attachment.php?aid=122]

İstemi Kağan (552 - 576) hükümdarlığından sonra sırasıyla Sağ ok Bilge Tardu (576 - 603) Sağ ok Apa Kağan (576 - 593) Sağ ok İnal Kağan (593 - 600) Sağ ok Çulo Kağan (600 - 611) Sağ ok Şikoey Kağan (611 - 618) Sağ ok Tong Yabgu Kağan (618 - 630) yönetmiş tabi Tong Yabgu'nun amcası tarafından öldürülmesi sonucu devlet içinde klanların savaşını başlatmış ve devlet parçalanma sürecine girmiştir.

Hazarlar da bu süreçte tekrar bağımsılığına kavuşmuştur.

Bağımsız Hazar Devleti ise 630 da Tong Yabgu'nun soyundan gelen İrbiş tarafıdnan kurulmuştur. Hazarlar yeni devletini oluştururken doğal olarak Göktürklerin yönetim geleneklerini benimsediler. Volga ve Derbent arasında kalan bölgenin tamamı, Hazarların hakimiyetine girdi.


Yazarımız Hasan hakkında: 2009 da başladı web maceram, MyBB, Wordpress, Matematik, Bilgisayar Programcılığı, Adalet derken şimdide burada bir şeyler yapmaya çalışıyorum :)

user avatar


 

Yazıya herhangi bir yorum yapılmadı

 
Hoşgeldiniz...

Hoşgeldin, Ziyaretçi:
Giriş Yap
Kayıt Ol


Kategoriler


İpucu
“Sitenizin hangi ülkelerde sorunsuz olarak çalıştığını Whats My Dns servisini kullanarak test edebilirsiniz.”


Kripto Takip


Yasal Uyarı
Bu internet sitesi içeriğinde yer alan tüm yazılar Yodofoo.com.TR’ye (YTR) ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar. YTR, ilgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir. YTR Blog'da yer alan tüm yazılar/makaleler bilgi edinme amacı ile sınırlı olup YTR'den izin alınmaksızın değiştirilemez, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz, umuma iletilemez, başka bir lisana çevrilemez.


Türkçe Çeviri: MyBB, Yazılım: MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.
YTR v7.1 theme designed for MyBB